Viral hepatitler ise virüs tipine bağlı olarak Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D, Hepatit E, Epstein-Barr virüsünün yol açtığı hepatit ve herpes virüsü hepatiti olarak adlandırılıyor.
Hepatit A: Hepatit A virüsünün neden olduğu hepatittir. Yaklaşık %99’u kendiliğinden ve tam olarak iyileşir, kalıcı karaciğer hasarı oluşturmaz. Bir kez geçirildiği zaman tekrar etme şansı çok düşüktür.
Hepatit B: Hepatit B virüsünün neden olduğu hepatittir %15-25 oranında karaciğerde kalıcı hasara neden olan virüs; bunun bir sonucu olarak taşıyıcılık, karaciğer sirozu, karaciğer kanseri, karaciğer yetmezliği ve ölümü de beraberinde getirebilir.
Hepatit C: Hepatit C virüsünün neden olduğu hepatittir. Yaklaşık %80 oranında ilerleyerek kalıcı karaciğer hasarı, karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri oluşturma riski yüksektir.
Hepatitli bir hasta ziyaret edildiğinde nelere dikkat edilmelidir?
Hepatit B ve C geçiren kişiyi ziyaret etmek veya taşıyıcı olan biriyle sosyal ilişkiler güvenlidir; çünkü bu virüsler gündelik el sıkışmak, kucaklaşmak, sarılmak, öpmek gibi olağan temasla bulaşmaz.
Ülkemizde yaygın bir hastalık mıdır? Hepatit virüsü taşıyıp taşımadığımızı nasıl anlarız?
A ve B virüsleri ile oluşan bulaşıcı sarılıklar ülkemizde çok yaygındır. Türkiye’de, üniversite çağına gelmiş gençlerin %80-90’ı, Hepatit A’yı farkında olmasalar bile, çocukluk çağında geçirmişlerdir. Hepatit geçiren kişide bazen hiçbir bulgu olmayabilir. Özellikle, çocukların büyük çoğunluğunda ve yetişkinlerin de bir kısmında sarılık ortaya çıkmayabilir veya silik kalabilir. Çocuklarda belirtiler daha hafif ve kısa süreli olduğu için özellikle küçük yaş grubundaki çocuklarda hastalık teşhis edilmeden geçip gidebilir. Bazen de ateşten eklem ağrılarına kadar varan ciddi bir tablo oluşabilir. Ancak sıklıkla görülen belirtiler;
- Halsizlik
- İştahsızlık
- Karın ağrısı
- Bulantı
- Cilt ve göz renginde sararma
- İdrar renginde koyulaşmadır.